Anne Ölümlerine Yeniden Bakmak: Nitel Araştırmanın Söyledikleri
- Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü
- Üreme/Kadın Sağlığı
ÖNSÖZ
Bir ülkedeki anne ölümlerinin seviyesi, sadece ülkedeki sağlık hizmetlerinin kalitesini değil, ülkenin gelişmişlik
seviyesinin de bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, anne ölümlerinin minimum seviyeye
düşürülmesi, 1980’li yıllardan itibaren küresel ölçekte gerçekleştirilmiş olan uluslararası konferans, program ve
inisiyatiflerde önemli bir yer tutmaktadır. 1994 yılında Kahire’de düzenlenen Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nda
ortaya konulan ve daha sonra Pekin Konferansı’nda ve Binyıl Kalkınma Hedefleri’nde teyit edilen küresel ölçekte
anne ölüm oranının yüzde 75 azaltılması hedefinin, Birleşmiş Milletler öncülüğünde 2015 yılında kabul edilen
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları altında “2030 yılına kadar, küresel anne ölüm oranını yüz bin canlı doğumda
70’in altına düşürmek” göstergesi ile daha da somutlaştırıldığı görülmektedir. Kahire Konferansı’ndan 25 yıl
sonra toplanan Nairobi Zirvesi’nde ise, 2030’a kadar ulaşılması gereken üç sıfır hedefine vurgu yapılmaktadır. Bu
hedeflerden birisi de sıfır önlenebilir anne ölümüdür.
Türkiye, bugüne kadar küresel ölçekte gerçekleştirilen tüm konferans, program ve inisiyatiflerin içinde yer alarak
anne ölümlerini azaltmak konusunda önemli bir çaba içinde olmuştur. Bu anlamdaki en somut veri toplama
girişimi, Enstitümüz tarafından, Sağlık Bakanlığı ile işbirliği içinde, 2005 yılında Ulusal Anne Ölümleri Çalışması
olmuştur. Anne ölüm oranında ve yaşam boyu riskte gözlenen önemli azalmalar, Türkiye’nin küresel ölçekte
belirlenen hedefleri önemli ölçüde yakaladığını göstermektedir. Bu bağlamda, anne ölümlerine ilişkin veri
üreten ve bu alanda hizmet sunan kamu kurumlarının temsilcileri, akademik çalışmaları olan akademisyenler ve
üniversitelerin araştırma merkezlerinin temsilcileri ve meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri
ile yapılan derinlemesine görüşmeleri odağına alan bu çalışmanın temel amacı, Türkiye’nin anne ölümleri
alanındaki sorun alanlarını hangi politika, strateji ve mekanizmalarla çözüme kavuşturabileceğine ilişkin
derinlemesine bilgi üretmektir.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Ofisi’nin finansal desteği ile gerçekleştirilen bu çalışma için Birleşmiş
Milletler Nüfus Fonu Türkiye Ofisi’nin değerli uzmanlarına, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun Türkiye temsilcisi
Hassan Mohtashami nezdinde içtenlikle teşekkür ediyorum. Bu çalışmanın koordinatörlüğünü üstlenen Doç. Dr.
İlknur Yüksel-Kaptanoğlu’na; çalışmanın yöntem bölümünü yazan Ar. Gör. Dr. Faruk Keskin’e, literatür bölümünü
yazan Ar. Gör. Zehra Yayla’ya ve görüşmeleri gerçekleştiren ve raporun yazımına katkıda bulunan araştırma
görevlileri E. Mümine Barkçin, Yaser Koyuncu ve Kardelen Güneş’e çok teşekkür ediyorum. Çalışmanın
sonuçlarının, Türkiye’deki anne ölüm oranlarının ve özellikle önlenebilir anne ölümlerinin daha da azaltılması için
gerekli olan stratejilerin ve öncelik alanlarının belirlenmesine katkısı olacağına inanıyorum.
Prof. Dr. İsmet Koç
Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü